Terk edilme hissi hakkında detaylı bilgi

Terk
edilme hissi : Kadın ya da erkek olsun herkesin korktuğu ve yaşamak istemediği
duygulardan biri olan terk edilme hissi,
depresyon, kızgınlık ve öfke, suçluluk, korku, çaresizlik, pasiflik ve boşluk
gibi bileşenlerin oluşturduğu bir duygudur. Her bileşen farklı yoğunlukta ve
düzeyde olmakta, kişiye göre değişiklik göstermektedir. Ancak her öge tüm
borderline vakalarda belirli bir düzeyde bulunur.
Depresyon: Bireyin hayatta kalmasını sağlayan
ve önem taşıyan kaynakların kaybı ya da kaybolma tehdidi şeklinde ortaya çıkan
duygular depresyonu meydana getirir. Borderline olmayan
vakalarda bu durum oldukça net bir şekilde görülebilmektedir. Örneğin, yaşamak
için duygusal bir bağa ihtiyacı olduğunu düşünen kadın hastalar, yanlarında bir
erkek olduğunda varlıklarını hissettiklerin, aslında kendi yalnızlıkları ile ne
denli zor baş edebildiklerini veya varlıklarının erkeğe bağlı olduğunu gayet
net bir şekilde ifade etmektedirler. Burada asıl korkulan şey anneyi kaybetme hissidir. Bu vakalarda öne çıkarılan erkek
figürü aslında semboliktir ve arkasında arkaik anne vardır.
Terapi döneminde depresyonun ortaya
çıkması, kişinin tavrı ve kendi kendisine motivasyon gücünün bir ifadesidir.
Sürdürülen terapinin ilk test aşamasında hasta fazla belirgin olmayan
hissizlik, sıkkınlık ya da depresyondan şikayetçi olabilmektedir. Ancak, duygu
yükü hafifmiş gibi görünecektir. Bu durum, hastanın terk edilme hissi karşısında yeterince korunduğu
sonucunun bir göstergesidir. Korunma ya da savunma durumu kesildiği zaman
baskılanmış anılar ortaya çıkmakta, depresyon yoğun
hale gelmekte ve hasta büyük acılar çekmeye başlamaktadır.Öfke:Öfke ve
kızgınlıkla ilgili yoğunluk, bu duyguların psikoterapi zemininde
ortaya çıkma oranı depresyondakiyle aşağı yukarı aynı paralelliktedir. Hastanın
depresifleşmesi kızgınlığını daha da arttırmaktadır. Öfke genellik arz eder ve
daha ziyade güncel durumlara karşı yansıtılmaktadır. Yaşanan duygular ile
alakalı anılar akla geldikçe, daha çok anne ile olan ilişkiye odaklanmaktadır.
Korku:Ölmekten, öldürülmekten,
çaresizlikten ya da hayat kaynaklarının kesilmesinden korkma şeklinde ifade edilebilenterk edilme korkusudur. Korkuyla alakalı
psikomatik belirtiler ülser ve şiddetli migren gibi sorunlardır. Hayat
kaynakları kesildiğinde ölmekten korkma astımdır,
kesilen kaynakların özlemini çekmek peptik ülserdir. Anneninterk etme tehdidini hangi seviyeye kadar
kullandığı korkunun kapsadığı alanı ve şiddeti ifade etmektedir.

Suçluluk
duygusu: Annenin davranışlarının içe atılması neticesinde hastada ortaya çıkan suçluluk, bu durumda hastanın kendisine karşı
davranışıdır artık. Önceleri başka bir anlamı olan ve şiddetini başka bir
sebepten karşılayan suçluluk, artık
başka bir gerekçeyle birleşmiş ve asıl kökünü kaybetmiştir. Hastanın annesi,
çocuğun kendini ifade etmesini ve bireyleşme çabası
ile ayrılma arzusunu tasvip etmeyip geri çekildiğinde, hasta da bireyleşmek
için ayrılıp kendiliğinin, hareketlerinin, düşüncelerinin, hislerinin ve
arzularının tamamından suçlulukhissetmeye
başlamaktadır. Suçluluk duygusundan sakınmak amacıyla hareketlerini de bu yönde
baskılar. Sonucunda da kronik yapışma ve istekte bulunma durumuna çekilir. Bu
biçimde de kendi bağımsızlığını sabote eder.
Pasiflik
– Çaresizlik: Birey kendini ortaya koymak istediğinde anne ona karşı olan
onaylamasını geri çeker. Bunun anlamı, bireyleşmek amacıyla
hastanın kendini ortaya koyması anne için çocuğunu kaybetme adına bir
tehdittir. Bundan dolayı hasta, terk edilme korkusunu bireyleşmek
amacıyla kendini ortaya koyma ile özdeşleştirir. Böyle bir sorun ile
yüzleştiğinde de, hasta pasiflik ve çaresizlik duygusunun
altında ezilir. Çünkü hasta, kendine güvenme duygusunu veren tek şeyin annesi
olduğunu düşünmekte, annenin sevgisini yitirmesi durumunda da terk edilme
korkusunu getirmektedir.
Boşluk
– Hiçlik: En
korkunç içsel boşluk ya da uyuşukluk olarak tanımlanan hiçlik algısı, annenin hastayı onayından mahrum
bırakarak boşlukta bırakması sonucunda negatif davranışlarının içe atılmasıyla
meydana gelmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder